KUPA "TUTKU" NU BESIKTAS

Daha önce kazandığı Eurochallenge Kupası, Türkiye Kupası ve Lig Şampiyonluğunun yanına 28.Cumhurbaşkanlığı Kupasını da ekleyen Beşiktaş, böylelikle 4 kupayı birden müzesine götürdü ve belkide tarihte bir daha tekrarlanması zor bir başarıya imza attı. Yazıma başlamadan önce bir kez daha Beşiktaş'ı bu başarısından dolayı tebrik ediyorum. Ve maçın analizine geçiyorum.


Tutku Fark Yarattı

Erman Kunter maça Guard pozisyonunda Curtis Jarrels ile başlamayı tercih etti. Ancak bu tercihinden istediği sonucu alamayınca Tutku'yu oyuna aldı ki Tutku'nun oyuna girmesi ile birlikte Beşiktaş'ın hücumdaki etkinliği hemen arttı. Oyunun sıkıştığı anlarda içeriye penetreleri, karşısında savunmayı gördüğü anda doğru pas seçimleri, Beşiktaş'ın kupaya uzanmasında en etkili rolü oynadı. Tutku'nun istatistiklerine baktığımızda ; sahada sadece 13 dakika kalmasına rağmen, 14 sayı 2 asist ve 1 ribaund ile oynamış ki bu gerçekten çok etkileyici bir performans. Beşiktaş'ın sezon içindeki çoğu maçında Tutku'nun kilit oyuncu görevinde olacağını görmemiz şaşırtıcı olmayacaktır.

Cristopher ve Jarrels üzerine düşeni yaptı

David Hawkins ve Carlos Arroyu'nun takımdan ayrılmasından sonra, onun pozisyonuna getirilen Patrick Cristopher ve eski Fenerbahçe'li Curtis Jarrels, bugün üzerilerine düşen görevi fazlasıyla yaptılar. Gerek hücumda, gerekse takım savunmasında pozitif işlere imza atan Cristopher, kupanın Beşiktaş'a gitmesinde önemli bir rol oynadı. 27 dakika sahada kalan Amerikalı oyuncu, 12 sayı, 8 ribaund ve 1 asistlik bir katkı yaptı ki, gerilimi ve önemi bu denli yüksek bir maçta, bu performans oldukça etkileyici. Curtis Jarrels ise zaman zaman yanlış tercihler yapsa da, hücumda verdiği 10 sayı ve 1 asistlik katkısı ve savunmada aldığı 3 ribaund ile galibiyetin Beşiktaş'a gelmesinde etkin rol oynadı.

Muratcan uyuta uyuta

Muratcan Güler'e de değinmeden edemeyeceğim. Özellikle son çeyrekte, hücumun sıkıştığı anlarda sahneye çıkan ve yaptığı penetre ve sayılarla takımına skor katkısı veren Muratcan Güler, çok fazla göz önününde gözükmese de, adeta savunmayı uyuta uyuta rakip potaya 11 sayı bırakmayı başardı, bunun yanında da almış olduğu 5 ribaund ile de savunmaya katkı vermeyi ihmal etmedi.

Serbest Atışlar Girmeyince

Bana kalırsa Anadolu Efes'in maçı kaybetmesindeki en büyük faktör kaçırılan serbest atışlar. 22 Serbest atıştan sadece 11 tanesinde isabet kaydedebildiler. Bu Anadolu Efes takımının hiçte alışkın olmadığı bir durum. Semih Erden 4/8 ile %50'lik bir serbest atış oranı yakalamış ki bu bir uzun için normal, hatta iyi bile sayılabilir. Ancak bunun yanında Lucas'ın 2/5, yani %40 gibi, kısa bir oyuncu için çok düşük bir yüzde ile oynaması kabul edilir bir durum değil bana kalırsa. Bugün maçın kaybedilmesinde sadece bu 2 oyuncu için değil, takım genelinde, faul çizgisindeki başarısızlık maçın kaybedilmesinde ki en önemli etken.

Vujacic ve Farmar'ın çabaları yetmedi

NBA'de şampiyonluk yaşamış 2 önemli oyuncunun böylesine önemli bir maçta ortaya koyduğu oyun bana pekte tatminkar gelmedi. Çaba sarfetmediklerini söylememiz yanlış olur  ama kalitelerine yakışır bir oyun ortaya koyduklarını düşünmüyorum. Vujacic 10, Farmar ise 16 sayılık katkı yapmış olsalar da, maçın bitimine 1 dakikadan az bir süre kala Farmar'ın zorlama şutu, ve yine maçın bitimine 10 saniyeden az bir süre kala, Vujacic'in Farmar arasındaki anlaşmazlık bu 2 oyuncunun kalitesine hiç yakışmadı. Bu maçta bu 2 NBA patentli yıldızdan bence istediğini alamadı Oktay Mahmuti. Attıkları skorlara aldanmamak lazım.

Barac ve Kerem unutuldu

Anadolu Efes takımının en önemli kozlarından Barac ve Kerem Tunceri'nin yeterince sahada kaldıklarını düşünmüyorum. Böylesine yüksek gerilimli bir maçta, Kerem Tunceri gibi Beşiktaş'ı Farmar'dan daha iyi tanıyan bir oyuncunun neden sahada daha fazla kalmadığına anlam veremedim. Aynı şekilde Barac gibi, Beşiktaş'ın pota altında ciddi sıkıntılara neden olabilecek bir oyuncuya sahipken, Semih'te çok fazla ısrar etmek ve onu gereğinden fazla yıpratmak, bana biraz yanlış geldi. Ve bana kalırsa mağlubiyette hatrı sayılır bir paya sahip bu iki oyuncunun sahada az süre kalmaları.

Sonuç olarak Beşiktaş, kupa koleksiyonuna bir parça daha ekledi. Ve gerçekten yukarıda da belirttiğim gibi tarihte bir daha tekrarlanması zor bir başarıya imza attı. Beşiktaş'ı bu başarısından dolayı tebrik ediyorum. Anadolu Efes'in ise sezona tam olarak hazır olmadığını ve takım olma noktasında eksiklerinin olduğunu düşünüyorum ve zaman içerisinde bu eksiklerini giderip, daha iyi duruma geleceklerini umuyorum.